TAM KAPANMANIN PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Toplumsal ve ekonomik düzeni derinden etkileyen bu virüs, insanlarda belirsizlik ve korkunun hakim olduğu evrensel bir varoluşsal kriz ortaya çıkarmıştır.
Yazı: Beste Yavuz
Dünya, COVID-19 salgını ile 31 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Wuhan kentinde çıkmasıyla tanışmıştır. (WHO, 2020) Hastalık zamanla Çin’den Asya sınırlarını aşarak tüm dünyaya yayılmıştır. 11 Mart 2020 tarihinde söz kısa zaman içerisinde tüm dünyayı etkisine alan ve küresel bir salgın hâline gelen bu hastalık, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “pandemik” olarak nitelendirilmiştir (WHO, 2020).
Türkiye’de açıklanan ilk vaka, 10 Mart 2020 tarihini işaret etmektedir (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2020).
Solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan bu virüs, bireyleri sadece fiziksel yönden tehdit etmekle kalmayıp aynı zamanda ruhsal sağlık üzerinde de etkiler ortaya çıkarabilmektedir (Almond ve Mazumder, 2005: 258, akt.: Aşkın ve ark., 2020).
Toplumsal ve ekonomik düzeni derinden etkileyen bu virüs, insanlarda belirsizlik ve korkunun hakim olduğu evrensel bir varoluşsal kriz ortaya çıkarmıştır. Salgın dönemlerinde ortaya çıkan ruhsal sorunların salgın bittikten sonra da aylarca devam ettiği ve kişilerin işlevselliklerini bozduğu geçmişte yapılan birçok çalışmada gösterilmiştir (Aslan ve Türkili, 2021). Bu bağlamda, ruh sağlığı çalışanlarının pandemi ve beraberinde getirilen karantina gibi koruyucu önlemlerin yol açtığı psikolojik değişkenler hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmekedir (Öztürk ve ark., 2020).
Salgının yayılmasını önlemek amacıyla alınan önlemlerden biri, karantinadır. Karantina, bulaşıcı bir hastalığa maruz kalmış ya da maruz kalmış olduğu tahmin edilen, hastalık durumu bilinmeyen, muhtemel taşıyıcı olup hastalık belirtilerini hâli hazırda göstermeyen kişilerin hareket alanının kısıtlanmasıdır (Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi, 2020). Buradaki amaç, taşıyıcı olması ihtimal dahilinde olan kişinin diğerleriyle temasını keserek hastalık bulaştırma olasılığını azaltmaktır (Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi, 2020).
Salgınlarda etkisi kanıtlanmış olan karantina yöntemi, biyopsikososyal birçok olumsuz etkisini de beraberinde getirmektedir (Aslan ve Türkili, 2021). Bu tür kısıtlamaları yaşayan insanlar için bu önlemlerin ruhsal sağlık sonuçları üstünde durmak oldukça önemlidir. Sevdiklerinden ayrı olma, özgürlüğün kaybı, hastalığın seyri ile ilgili belirsizlik ruhsal yapı üzerinde etki göstermesi kaçınılmazdır (Kaya, 2020).
Karantina sırasında sık görülen ruhsal belirtiler: sinirlilik, tahammülsüzlük, gerginlik, mutsuzluk, çaresizlik, tükenmişlik, öfke patlamaları, suçluluk, yalnızlık, amaçsızlık, karamsarlık, uykusuzluk ve beslenme alanlarındaki değişiklikler iken; ruhsal bozukluklar: uyum bozuklukları, anksiyete bozuklukları, depresif bozukluklar, akut stres tepkisi, uyku bozuklukları, travma sonrası stress bozukluğu, alkol-madde kullanım bozuklukları ve mevcut ruhsal bozukluğun kötüleşmesi olarak sıralanabilir (Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi, 2020).
Türkiye’de son zamanlardaki vaka artışının önüne geçmek amacıyla 17 günlük karantinayı kapsayan bir tam kapanma gerçekleştirilmektedir. Tam kapanma, 29 Nisan 2021 akşamında başlayıp 17 Mayıs 2021 sabahına kadar süren bir süreci kapsayacaktır. Elbette ki, bu uzun süreli karantinanın psikolojik etkileri bulunmaktadır. Tam kapanmada karantina süresinin 10 günden uzun olması, bireyleri karantinanın daha ne kadar uzayacağıyla ilgili belirsizlik ve sabırsızlık hislerine sürükleyecektir.
Karantina sürecinde ilk günlerde daha çok akut stres tepkilerinin ortaya çıktığı gözlemlenmiştir (Kaya, 2021). Ancak karantina süresi uzadıkça ruhsal etkilenme artacak ve kronikleşme eğilimi gösterecektir çünkü 10 günden uzun olan karantinaların ruhsal etkileri daha şiddetli ve kalıcı olmaktadır (Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi, 2020).
Karantina süresinin uzaması, psikolojik etkilerin daha yoğun olacağı anlamına gelmektedir. İnsanlarda karantina uzadıkça ve hastalık belirtileri arttıkça, çevrelerinde hastalık yaygınlaştıkça ve seyrindeki olumsuzluklar çoğaldıkça ruhsal belirtilerin kronik nitelik kazanması, intihar düşünceleri ve girişimleri gözlemlenebilmektedir (Kaya, 2021). Ev içinde sık zaman geçirmeyle birlikte alkol kullanımı, aile içi şiddet gibi sosyolojik sorunlar da meydana gelmektedir.
Karantinaya bağlı kapalı ortamda kalma nedeniyle engellenmiş hissetmek, karantinanın psikolojik etkilerinden biridir. Hareket alanı ve teması kısıtlanan bireylerin yaşam rutini belirgin bir şekilde bozulacak ve bunlar, ruhsal hastalıklara yatkınlığı fark etmeksizin tüm bireylerde belirgin bunaltı ve karamsarlık hissine neden olacaktır (Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi, 2020).
Karantina koşullarında yaşanan tüm bu durumlarla ilişkili endişeli olmak, doğal bir tepki ve patolojik olarak değerlendirilmeyen bir ruhsal yanıttır; bu tepkiler uygun destek, bilgi ve güvencenin sağlanmasıyla azaltılabilmektedir (Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi, 2020). İnsanın mental sağlığı için risk taşıyan karantinanın sonuçlarının olumsuz olmaması ve başarılı bir şekilde yürütülmesi için insanlar doğru şekilde bilgilendirilmeli, temel ihtiyaçları giderilmeli ve koruyucu ruh sağlığı hizmetleri güçlendirilmelidir (Aslan ve Türkili, 2021).