ŞEKER HASTALARIYLA BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TEDAVİ

Şeker hastalığında yaşanabilecek olan depresyona karşı Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) uygulanabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi ise bu tür durumlarda, şeker hastalarında uygulanabilecek oldukça etkili terapi yöntemlerinden biridir.

Şeker hastalıkları, çağın hastalıkları arasında en ön sıralarda yer almakla birlikte, ölümcül birçok hastalığın oluşumunda da ilk sıralarda yer almaktadır. Bu hastalık dünyanın her yerinde çok yaygın olarak görülür ve hastalığın nedeni ise, insülin hormonu üretiminin herhangi bir nedenle yetersiz olması veya hiç olmaması vücut dokularının insüline karşı duyarsız hale gelmesidir. Sağlıklı olan bireylerde açlık kan glukoz düzeyi 70- 100 mg/ dL aralığında iken, bazı bireylerde kandaki şeker seviyesinin bu aralığın üzerinde çıkması, genel olarak diyabet hastalığına işaret eder.

Şeker hastalığı, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi ya da ürettiği insülinin yeterli bir şekilde kullanılamaması sonucunda gelişir, ayrıca şeker hastaları, yedikleri besinlerden kana geçen şekeri (glukoz) kullanamaz ve bu durumun sonucunda da kan şekeri düzeyi yükselir. Kan şekeri düzeyinin bu şekilde yükselmesi durumu uzun dönemde birçok doku ve organda hasara yol açar.

Şeker hastalığının iki tipi vardır: Tip 1 şeker hastalığı ve Tip 2 şeker hastalığıdır. Tip 1 şeker hastalığı genellikle çocuk ve gençlik döneminde görülürken, tip 2 şeker hastalığı ise genel olarak orta yaş ve üzerindeki bireylerde görülür ve şeker hastalığı vakalarının % 90- 95’ini bu yaşlardaki bireyler oluşturur. Tip 1 ve tip 2 şeker hastalarında görülen bazı belirtiler bulunmaktadır: ağız kuruluğu, susama hissi, sık idrara çıkma, yorgunluk ve halsizlik, sık acıkma, yorgunluk, halsizlik, bulanık görme, zayıflama, ellerde ve ayaklarda hissizlik ve uyuşma, karıncalanma, çok su içme, cilt yaralarının geç iyileşmesi, kuru ve kaşıntılı bir cilt, sık sık enfeksiyon geçirme durumları ortaya çıkan belirtilerden bazılarıdır.

Diyabet Hastalarında Psikolojik Süreçler ve Müdahaleler

Şeker hastalığının hem ortaya çıkışında hem de devamında psikolojik ve davranışsal faktörler oldukça önem taşımaktadır. Şeker hastalarının öz bakım davranışlarının (yiyecek seçmek, fiziksel aktivitede bulunmak, uygun ilaç kullanımıyla birlikte kan şekeri takibi yapılması) artırılmasında algıları ve inançları önemli bir rol oynamaktadır. Diyabet hastalığının kronik ve ilerleyici bir yapısı olduğu için psikolojik sıkıntıları da beraberinde getirmektedir, bu yüzden diyabet hastalığı olan bireylerde psikososyal süreçler ve psikolojik müdahaleler çok önemli bir yere sahiptir.

Diyabet hastalığı bazen bireylerde birtakım psikolojik sorunlara yol açar. Depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları, iğne fobisi, alkol kötüye kullanımı gibi psikolojik durumlar meydana gelebilir. Bazı sağlık problemleri yaşayan insanlar kendilerini normalden farklı, eksik ya da yetersiz hissederken, şeker hastaları da aynı şekilde böyle bir psikolojik durumun içine girebilirler. Bu durumlar diyabet hastalığı ile mücadele eden bireylerde değişkenlik gösterir ve şeker hastaları için çalışılabilecek psikolojik destekler mevcuttur. Bunlar: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Farkındalık Temelli Müdahaleler, Motivasyonel Görüşme, Teknoloji Temelli Yöntemler, Psikoeğitim ve Öz- Yönetim Müdahaleleri, Aile Temelli Müdahaleler, Toplum Temelli Müdahaleler.

Diyabet hastalığında depresyon ortaya çıktığında; glisemik kontrol bozulur, diyabete bağlı komplikasyonlar artar, tedaviye karşı olan uyum bozulur, en sık karşılaşılan bir durum olarak muayene randevularını kaçırma, diyabetik bakımda görülen azalma gibi durumlar meydana gelebilir. Aynı zamanda, depresyonun tedaviye olan uyumu bozmasının sebepleri de şunlar olarak gösterilebilir: istek kaybı, dikkat kaybı, unutkanlık, gelecekle ilgili olumsuz düşünmek. Bazı bireyler diyabet hastalığına bağlı zorlanma yaşayabilirler. Bunun sonucunda, diyabet tanısı almaya karşı olumsuz duygusal tepkiler verme, tedavi ekibine karşı olumsuz olma, günlük bakım ve tedaviyi yaparken zorlanma, kötü glisemik kontrol ve diyabetin sosyal yaşamı bozacağına dair oluşan inançlar bu zorlanmanın sonuçları haline gelebilir.

Şeker hastalığında yaşanabilecek olan depresyona karşı Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) uygulanabilir. Şeker hastalığı yaşayan bir birey için kronik bir hastalığa sahip olmak ve bu hastalık üzerine yaşam biçimini değiştirmesi gerektiğini kabullenmek oldukça zor bir hale gelebilir. Ayrıca, şeker hastalığının geç komplikasyonlarına duyarlı ve beklenen yaşam süresinin kısaldığının farkında olan hastalar için ise bu durumdaki güçlükler daha da artış göstermektedir. Hastalığının tanısının koyulmasından itibaren başlayan ve tedavi süresince karşılaşılabilecek olan ruhsal, sosyal, cinsel ya da evlilik ile ilgili pek çok sorun gündeme gelirken, hekimlerin diyabet hastalığının psikolojik yönlerini en başından itibaren değerlendirmesi, tedavi sürecinde birçok sorunun daha kolay aşılmasına yardımcı olacaktır.

Bedensel hastalıklar ve ruhsal hastalıklar yakından ilişkili olduğu için fiziksel hastalıkların ortya çıkışıyla birlikte yaşam olaylarından meydana gelebilecek durumların ilişkisi üzerine çok sayıda araştırma yapılmıştır. Ancak bunun yanısıra, fiziksel hastalıklarla ruhsal belirtiler arasındaki ilişkinin doğrudan gözlemlenebilmesi her zaman kolay olmayabilir. Kronik hastalıkların bazı psikolojik belirtilere neden olduğu düşünülebilir ve fiziksel hastalığın şiddeti, yaşamı tehdit etme durumu özelliğiyle ruhsal belirtilerin sıklığı da yakından ilişkilidir. Bunlarla birlikte, diyabet hastalarında, şu şekilde hastalığa uyum ve emosyonel tepkiler de görülebilir; kendi kendine yeterliliği ve bağımsızlığı kaybedeceği korkusu, bedeni üzerinde denetimi kaybetme düşüncesi, vücut, organ veya diğer bölümlerinin zedeleneceği endişesi, çevresinden gelen ilgi ve desteği azalacağı korkusu, cinsel yeterliliğini kaybetme korkusu, geçmiş zamanlara ilişkin yaptıkları  ya da yapamadıkları durumlar karşısında cezalandırılma korkuları gibi durumlarda meydana gelebilir. Tüm bu psikolojik durumlar karşısında Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) iyi bir terapi yöntemi olacaktır.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)’ nin Diyabette Uygulanması

Yapılan araştırmalara göre, şeker hastalarının %18’ inde tedavi gerektirecek olan psikolojik sorunlar yaşanmaktadır. Ve bu araştırmadan yola çıkılarak, 5 şeker hastasından birinin psikolojik desteğe ihtiyacı olduğu bilgisine ulaşılabilir. Şeker hastalığı ile mücadele eden kadınlarda depresyon ve yeme bozuklukları sıklıkla görülürken, erkeklerde ise, cinsel işlev bozukluklarına sıklıkla rastlanmaktadır. Bu nedenle, psikoterapi diyabet hastalığı tedavisinin en önemli parçalarından biri olmuştur.

Psikolojik destek almaya yönlendirilen hastaların uyumu kolaylaştırılıp diyabete bağlı olarak meydana gelen komplikasyonların gelişimi de geciktirilebilir. Bundan yola çıkılarak, böyle durumlarda stresli durumlarla karşı karşıya kalındığı zaman, stresle başa çıkma stratejileri geliştirilerek strese bağlı olarak gerçekleşen kan şekeri düzensizlikleri de azaltılabilir.

Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi ise bu tür durumlarda, şeker hastalarında uygulanabilecek oldukça etkili terapi yöntemlerinden biridir. Düşünce hataları, otomatik düşünceler (ya hep ya hiç şeklinde düşünme, kişiselleştirme, felaketleştirme..) gibi işlevsel olmayan düşünceler üzerinde Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi oldukça faydalı olmaktadır. Bu terapi ile birlikte bireyler de daha işlevsel ve gerçeğe uygun düşünceler meydana gelmektedir ve yeni davranış deneylerine olanak sağlar.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), şeker hastalarına uygulanırken motivasyonel görüşme yapılır. Bilişsel Davranışçı Terapi’nin amacı ve yapısı anlatılır. Bunların yanısıra, keyif verici aktiviteler artırılır ve duygudurum takibi de yapılır. Bireydeki düşüncelerin takibi yapılırken, bilişsel yeniden yapılandırma (uyumsal düşünme) hedeflenir. Danışana problem çözme becerileri kazandırılır ve gevşeme egzersizleri önerileri yapılır.